28 Ağustos 2014 Perşembe

Amerikaya Gidip Türk Arkadaş Bulmak

4.Gün

Sabahım sınıfımı aramakla geçti.Bulduğumda Rüya da ordaydı neyseki.

Hocamız derse geç kalmış onun yerine başka biri girmişti.Bayağı eğlenceli bir adamdı ama ikinci ders kendi hocamız girdiğinde ciddi bir şok yaşadık o eğlenceli hocadan sonra.Sultan Süleyman'ın sakalıyla yarışcak bi sakal vardı.Öyle yavaş konuşuyordu ki sanki kafasına silah dayamışlar öğretmen olucaksın demişler.Tatilde okula gelen bir gerizekalıyım ben diye düşünüyordum o hoca sayesinde.

Okuldan sonra Zeynep ve Buse geldi bu sefer yanlarında Su da vardı.Onunla okulda tanışmışlar zaten Türkleri bulmak kolay oluyor.

Şimdi ki olayı anlatmadan önce bir önceki gün yaşadıklarımızı anlatmam gerekiyor.Sokakta yürürken bir çocuk karşıdan geliyordu bizde bağıra bağıra Türkçe konuşuyorduk.Çocuk zank diye durdu ve "Oha Türk" dedi.Orda onunla tanıştıktan sonra state street'te gezerken onun arkadaş grubunu gördük."Türkler,Türkler" diye bağırıyorlarda biz geçerken.

Aynı grubu disneyland gezisini satın almaya giderken gördük.Koltuklarda oturmuşlar 6,7 erkek böyle küfürlü konuşuyorlar ama öyle böyle değil.Rüya durdu ve "Aaa Türkler,"dedi dalga geçer gibi.Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.Onlarda tanıştık yarısı normal kampüste yarısı da Westmont'taymış.

O işi hallettikten sonra okul müdürümüzle Zeynep ve Buse'yi kendi okulumuza almak için konuştuk ama nafile.Normal kampüs çok kalabalıkmış.Westmont boş olduğu için siz geçebilirsiniz dedi bize.

Tamam geçmek isterim bende Buse ve Zeynep'le olmak isterim ama ne yazık ki o gün okulda bir çocuk görmüştüm.Oradan gidersem asla tanışamayacağımı biliyordum.

Gezerken Zeynep nasıl başımın etini yedi o okula geçelim diye.Çok güzelmiş,yemekhanesi varmış,yeşillikler içindeymiş...Her şeyini ama her şeyini övüyor bana.Kabul edesim gelmiyordu değil şimdi.Sonra nerden öğrendim hatırlamıyorum galiba biri o çocuktan bahsediyordu ve o çocukta Westmont'taymış.Çocuk öylesine gelmiş normal kampüse (gezileri ordan satın alıyoruz,işlerimizi ordan hallediyoruz,langırt ve bilardo var o yüzden gelmiş olmalı)Öğrendiğim an hiç çaktırmıyorum ama tamam geçelim dedim.Okula dönüyoruz okulu değiştirmek için.Sonra Zeynep bu sefer "Bak senin çocuk bizim okuldaymış hadi yine iyisin."tarzı bir şeyler dedi.Bende sanki hiç bilmiyormuşum gibi "Aa öyle mi?" diye sordum.

Okuldan çıktıktan sonra biraz daha gezdik ve eve döndük.Eve dönünce host sisterımız Lindsey bizi sahile götürmek istedi.Evleri okyanusa çok yakın bu yüzden sabahları çok soğuk oluyordu zaten.


 
 


 

Fazla popüler bir sahil olmadığı ve akşam saatlerinde gittiğimiz için bomboştu.Bir kaç kişi sörf yapıyordu sadece.

Eve döndüğümüzde kadın bize çok güzel bir yemek hazırlamıştı.Bir ay boyunca hazırladığının en iyisi buydu hatta.



Onlarında kumpirleri varmış!!Tam aynısı değil ama olsun...

Okulun İlk Günü



3.Gün

Sabah o yorgunluğun üzerine birde erkenden kalktık.Jet-lag'da cabası zaten.

Önceki akşam yemek yemediğimiz için çok acıkmıştık ve evde kimse uyanmamıştı.Nasıl bir şeyler yiyeyeceğiz diye düşünürken neyseki kadın uyandı ve sebzeli değişik bir omlet hazırladı yerken durmadan nerde benim menemenim diye düşünüyordum.

Sonra otobüse bindirir yollar bizi diye düşünürken bizi araba ile bıraktı kaybolma korkumu erteledim host mother'ım sayesinde.

Okulun bahçesinde kayıt işlemlerimizi tamamlamamız gerekiyordu bu yüzden bahçe çok kalabalıktı.Çok güzel bir görüntüydü herkes farklı bir ülkeden farklı farklı dilleri duyuyorsun.

Rüya ben ve Miray aynı okuldaydık ama Buse ve Zeynep 16 yaşlarını doldurmadıkları için Westmont adlı üniversiteye gidiyorlardı.Biz ise normal kampüsteydik.

Bizi kuralları ve okuldaki işleyişi anlatmak için toplantı odasında topladılar.Bizim ülkemizin kural açısından daha rahat olduğunu anlamış bulundum.

*18 yaşından küçüksen gece 10'dan sonra sokakta dolaşmak yasak.(Polisler farkederlerse içeri alıyorlarmış.Ne kadar doğru bilemiyorum beni hiç farketmediler belki de)

*Sokakta sarhoş gibi yürümek yasak.Geceleri gülerek yürümeye korkuyorduk sarhoş sanıp içeri alacaklar diye.

*21 yaşından küçüksen alkol kullanmak yasak zaten ve 21 yaşından büyük biri 21 yaşından küçüklere verirse o da suçlu oluyor.Geçen yıllarda büyük biri 18 yaşındaki birine içki almış.Çocuk sarhoş olunca bir arabanın altında kalmış ve şuan içkiyi veren kişi hapisteymiş.

*Polis gördüğün zaman polis dememeliymişiz.Bizde memur diyorduk aramızda bir şey anlamıyorlardı.

*Kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçmenin cezası 200 dolar.(Ve biz Türk grubu olarak durmadan bu kuralı yıktığımız için sermayeyi kediye yüklerdik ama neyseki hiç yakalanmadık.)



Toplantı bittikten sonra Buse ve Zeynebin gelmesini beklemek ve karnımızı doyurmak için Aldo's adlı italyan restorantına gittik.Eğer yolunuz Santa Barbaraya düşerse kesinlikle makarnasından yemeniz lazım bence.



Yemekten sonra kızlarla buluştuk.Kırk yıldır birbirimizi görmemişiz gibi birbirimize koşup bir sarıldık.Yanlarında Zinnure'de vardı.Onunla uçağa binmeden önce tanışmıştık.

Kitaplarımızı almak için okula geri dönmemiz gerekiyordu.Okuldan kitapları alırken aynı zamanda eve giden yol tarifimiz için yardım istedim.Tarifi almama rağmen içimde korku vardı.


O gördüğünüz siyah kısımları yürümemiz gerekiyordu.Nasıl doğru sokaktan sapacağız diye bir endişe çökmüştü içime.

Kızlarla State Street'i keşfedelim diye gezinmeye başladık.Zaten State Street Santa Barbara'a gezilebilecek tek yer.Bütün restorantlar ve mağazalar orda.Bir de gezilmelik olarak Isla Vista var.Orasıda tüm partilerin olduğu yer.

Keşiften sonra eve gitme zamanı gelmişti.Bütün otobüslerin bulunduğu Transit Center'a gittik.Orda otobüsümüze bindik ve hangi durakta ineceğimizi bilmiyoruz.Otobüs şoförüde sağolsun yardımcı oldu ama yine de o da tam bilmiyordu nerde 

inmemiz gerektiğini.Sonra Miray "Burası," dedi.İndik orda.Sabah kadın bizi bırakırken Mc Donalds görmüştüm ve neden bilmem Mc Donalds diye mırıldanmıştım.Miray'da Mc Donalds'ı görüp evimizin yakında olduğunu anlamış.Sabah neden mırıldandığımı anlamamıştım ama demek ki evimizi bulalım diyeymiş.

15 dakikalık yürüyüşten sonra evimize vardık.Hemde kaybolmadan.

Akşam kadın bize taco hazırlamıştı.Ve onlar yediğim en güzel tacolardı.Hala jetlag olduğumuz için erkenden uyumuşuz.